AHMET ŞAFAK DİYOR Kİ
KİMİN YAZDIĞI MI? NASIL YAZDIĞI MI?
Bir
sanatçı neden yazar?
Hele
hele sevenleriyle konserlerde iç içe olan bir şarkıcı, yetmezmiş gibi bir de
kitap yazarak sevenlerinin huzuruna neden çıkmak ister?
Halbuki
yazmak yorucu iştir.
Zaman
alır; kısa bir öykü yazmak bile hazırlık gerektirir.
Lafı
dolandırmadan kendi sorumun cevabını vereyim.
Yazar,
çünkü hikâye anlatmak ister.
"Hikâye
anlatmak!”
O
kadar önemli ki! Çünkü hayat hikayelerden ibarettir. Birileri bizi haberimiz
olmadan, dışarıdan bir gözle yazsa, ortaya ne ilginç eserler çıkar. Ya da bir
an kendi içimize çekilip yaşadığımız hayatı sükunetle gözden geçirsek,
gözlerimizin önünde bir hikâye canlanmaz mı?
Bu
hikayeleri, mesleği sadece yazmak olan biri değil de bir şarkıcı yazdığı zaman
neden yadırganır?
Asıl
olan hikâye anlatmak değil midir?
Şayet
adam gibi anlatabiliyor ve okuyucunun merakını çekebiliyorsa, yanı sıra bir de
şarkı söylüyor diye neden sanatçıyı ötekileştiriyoruz?
"Herkes
kendi işini yapsın!”
Sekizinci
romanım "Çanakkale Cephesinde Aşk ve Suikast” i yazmış ve yayınlamış olmama
rağmen, hala böylesi gülmekle şaşırmak arasında tepki verdiğim sözleri
çevremden duyabiliyorum. Bu yargıda bulunanların kitaplarım üzerine bir analiz
yapmadıkları çünkü okumadıkları gün gibi ortada. Okuyup, beğenenler ise şahsıma
telefon açıp takdirlerini iletiyor ama yazmıyorlar.
Dedim
ya, gülünesi işler…
Yazmak
sanattır, üstelik cesur bir sanattır.
Kendince
sağlam bir dil bulacaksın, anlatımın özel olacak, üzerinde çalıştığın konu da
ilgi çekecek. Bazen dil, konunun da önüne geçebilir. Yani üslup, başlı başına
sanattır. Dil, yani anlatım, yani parmak izi gibi duran üslup kimi zaman
konunun önüne geçse de hikâye de ilgi çekici, daha önce hiçbir yazar tarafından
işlenmemiş, okuyucuya yeni bir iklimin kapısını aralayacak bambaşkalığı
içermeli.
Hayatı
hikayeleştirmek… Bir edebiyat mucizesidir. Duyulmadık, bilinmedik şeyleri
bilinir kılmak edebiyatın keşifçi yanıdır.
Kararı,
birkaç sözde aydın değil okuyucu vermelidir.
Bir
sanatçı da yazar.
Esas
olan kimin yazdığı değil, nasıl yazdığıdır.
Zarfa
bakmaktan vazgeçin artık, mektubu da okuyun…